Her zaman klasikleri seven, tercih eden, tavsiyede bulunan, tutan, onlara aşık, bazen alışık, bazen takıntılı, bazen fanatik, bazen hasta bir kitle olacaktır. Olsun da zaten, hayatın farklı renkleri canlılık göstergesi olarak algılanır.
Yeter ki tek doğru benim dediğim dayatmasına giderek milletin canını sıkmasınlar.
Babannemin bıyıkları olsa, dedem olurdu.
Yok böyle bir dünya. Benzin ucuz olmayacak. Olsa bile herkesin büyük motorlu araçlarla emisyon azmanı araçlarla egzoz salmasına içi el vermeyecek çevreciler var...
Büyük motorlarla aynı mesafeyi üç kat yakıtla geçilmesini istemeyecek verimlilik hassasiyeti yüksek insanlar var...
Büyük motorun sığabileceği koca arabalar yerine işini görüp şehir içinde hemen ısınıp harekete geçen, park etme sorunu yaşatmayan araçları tercih edecekler var...
Uzar gider.
Orta yol gibisi yok. Herkesin tercihi kendine. Burada bence yapılması gereken insanları bilinçli tercihler sunmak ve sonra herkesi özgür bırakmak.
1.0 motordan 120PS üretip motorun ömrünü 200bin km'de bitirmek de bir tercih, 3000cc araçlara tükete tükete 1 milyon km ömür verdirmek de. Ancak tüketim toplumunda uzun ömür verdirerek üretimin sürekliliğin sağlamak mümkün değil. Zaten artık 100k km üzerinde kullanan sayısı oldukça azaldı. Üreticiler de artık bu beklentiyle kısa ömürlü ancak sürekli güncel araç ve donanımı kullandıracak şekilde tasarım yapıyorlar diye gözlemliyorum.
Turbo, bence, yemeğin üzerine yenen tatlının kaymağı olsa iyi olacak. Arabayı sürekli turboya taşıtmak, sürekli motoru zorlamak ömür ve kalite hissini düşürecek.
Turbo gaza yüklendiğinde sizi koltuğa yapıştırınca keyifli, normal kullanımda ileri geri sallayınca değil. Deneyimim en azından bu yönde. Yine de, bundan keyif alabileceklerin de keyfine saygım olmaya devam edecek.