Vahit bey bence hiç pişman olmayın. Sizin aracınız çok güzel. Hem sıfır, hem makyajlı. Çoğu kişinin hayalini kurup ulaşamadığı bir arabaya sahipsiniz. Maşallah diyeyim. Bir de iyi yönünden bakın. Kumandanın pili biterse diye bir derdiniz yok. Deri koltuklar yıpranırsa diye bir korkunuz yok.
Mesela ben FB7 kullanıyorum, en iyisi bu diyorum. FC5'lerin kafamı karıştırmasına izin vermiyorum. Kara düzen otomatik vites, arıza riski çok az diyorum ve mutlu oluyorum. Elimdekiyle mutlu olmazsam ne sürmekten zevk alırım, ne de ona bakmaktan.
Kayınbiraderin Doblo'su var. Sorsan dünyanın en iyi arabası. Öyle bir anlatıyor ki, biz dinlemekten yoruluyoruz. Adam Doblo'ya aşık. Karısı bile kıskanıyor. Yarın öbür gün başka bir arabaya sahip alsa, ona da aşık olur. Aslında olay şu; elindeki herşeyi en iyisi olarak görüyor, buna inanıyor, çok seviyor ve bu şekilde mutlu oluyor.
Yine bir tanıdığım inşaat mühendisi ve maddi durumu çok iyi. Geçmiş zaman sıfır araç alırken Broadway yerine Spring aldı. Niye dedim. "Kapılar merkezi kilitlenirse içeride mahsur kalmayayım. Denize uçarsam arka camdan çıkabileyim" diye cevap vermişti. O arabayı sürerken öyle bir mutluydu ki anlatamam
Sahip olduklarımızla mutlu olmalıyız. Yoksa hayat yaşanmaz hale dönüşür.